

Küresel Piyasalarda Ralli: Fed Beklentileri Ne Anlama Geliyor ve Burası Nereye Gider
üresel Piyasalarda Yükseliş: Fed Beklentileri ve Rekorlar
1. Rekor Seviyelerdeki Küresel Piyasalar
Temmuz–Ağustos 2025 dönemi, küresel borsaları yeni zirvelere taşıdı. Wall Street’te S&P 500 ve Nasdaq ardı ardına rekor seviyelere ulaştı. Özellikle S&P 500, yaz başından bu yana birçok kez kapanış rekoru kırarken, teknoloji devleri ve büyük bankaların güçlü performansı bu yükselişin öncüsü oldu
Avrupa piyasalarında da olumlu hava hissedildi; İspanya’nın IBEX 35 endeksi 2007’den bu yana en yüksek seviyelere ulaşırken, DAX ve CAC 40 gibi önemli endeksler de sırasıyla yükselen trendin içinde kaldı

2. Fed’den Beklenen Faiz İndirimi Piyasaları Ayağa Kaldırıyor
Investorların bu yükselişe en güçlü dayanak noktası, ABD Merkez Bankası’ndan (Fed) beklentileri yönlendiren “faiz indirimi umutları” oldu. Yavaşlayan iş gücü verileri ve düşen enflasyon, yatırımcıları Fed’in Eylül’de faizleri düşüreceği telkiniyle piyasaya çekti. Bu beklenti, küresel dalgalanmalara rağmen güçlü satış ivmesi yarattı.
Personeller arasında “Goldilocks” – ne çok sıcak, ne çok soğuk – senaryonun geçerli olduğu ve bu ortamın en az üç faiz indirimiyle destekleneceği öngörüsü de paylaşılıyor. Fresno Wellington-Altus stratejisti James Thorne ise S&P 500’ün 2026 baharına kadar 7.500 seviyesine çıkabileceğini öngörerek bu resmi daha da güçlendirdi. Thorne’a göre bu artış hem dijital varlıklara hem de teknolojik dönüşüme yapılan yapısal yatırımlarla açıklanabilir.
3. Veriler Aradaki Kesişme Noktası
Ancak hashtag’in yalnızca umut üzerine kurulu olmadığını gösteren veriler de var. Temmuz’da açıklanan Üretici Fiyat Endeksi (PPI), beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşerek (yüzde 0.9) bazı yatırımcıları tedirgin etti. Bu durum, Fed’in daha temkinli davranmasına ve faiz indirim beklentilerinin yeniden değerlendirilmesine yol açtı. Piyasa, Eylül ayında sınırlı ölçekte bir indirim (“hawkish cut”) bekliyor, ancak genişletilmiş bir indirim döngüsü için henüz temkinli.
4. Küresel Bağlantı ve Ticaret Etkileri
Trump yönetiminin geniş çaplı gümrük tarifeleri ve ticaret politikaları da piyasaları derinden etkiliyor. Nisan ayındaki “Liberation Day” olarak adlandırdığı tarifeler sonrası yaşanan global düşüş, sonradan kısmen geri alındı. Ancak bu dalgalanmaların izleri hâlâ piyasalarda hissediliyor. Yine de analistler, momentum stratejileri (MOMO), “Trump Asla Pes Etmez” (TACO) gibi psikolojik faktörlerle yatırımcı güveninin korunduğunu belirtiyor.

5. Kısa Vadede Riskler ve Beklentiler
- Göstergelerin kontrolü: Tarım dışı istihdam, yıllık enflasyon ve PMI gibi veriler, Fed’in Eylül kararı için kritik önemde.
- Tarihsel bir baskı altında: Bazı analistler, piyasaların “endeks devleri” üzerine fazlasıyla yüklenmiş olduğunu ve yakın zamanda geri çekilme riskini göz ardı etmemek gerektiğini vurguluyor.
- Gelişen ekonomilerdeki dalgalanmalar: ABD doları, diğer para birimleri karşısında değer kaybı yaşıyor. Fed dışı politikalar ve merkez bankalarının tepkileri bu oynaklığı artırabilir.
6. Yatırımcı İçin Yol Haritası
Strateji | Açıklama |
---|---|
Dengeli Portföy | AI, fintech ve dijital altyapı gibi büyüme alanlarıyla altın ve Bitcoin gibi koruyucu enstrümanlar dengelenmeli. |
Veri Odaklı Hamleler | Eylül verilerini yakından takip ederek, Fed politikası netleşince pozisyonlar ayarlanmalı. |
Temkinli Bekleyiş | Psikolojik yorgunluk ve aşırı değerleme risklerini küçümsememek önemlidir. |
Küresel Fırsatlar | ABD dışındaki borsalar, özellikle Asya ve Avrupa’da yükseliş trendleri takip edilmeli. |
Sonuç
Küresel piyasalar Temmuz–Ağustos 2025 döneminde, Fed’den beklenen faiz indirimleri ve ekonomik yumuşama sinyalleriyle birlikte rekor seviyelere ulaşsa da dikkatli olunması gereken veriler ve jeopolitik riskler mevcut. Sürdürülebilir yükseliş için yatırımcıların hem olumlu trendleri hem de uyarı işaretlerini birlikte izleyip stratejilerini bu dengeye göre kurgulaması kritik.
Yorum gönder